Zamanı dondurmak istedim . O anın keyfini çıkarmak . O anı sonsuza kadar yaşamak istedim . Ancak durduramadım . Sadece yavaşlatabildim . Göz açıp kapayana dek gitmişti.

21 Ağustos 2011 Pazar

Belki demekle olmuyor nedense

Nedense kendimi terk edilmis gibi hissediyorum . Terk edilmenin nasil hissettirdigini de biliyorum ama bu biraz daha farkli . Sanki anilar hayallere , hayallerde düşlere dönüşüyor . Sanki hic varolmamis gibi . Bu canimi yaksa da gittigini hala kabullenemedim ben . Hala bir mesaj atacak ya da bana bir sekilde ulasacakmis gibi geliyor . 29 aydir taniyorum onu . Hala cozebilmemse mechul . Dengesizligini seviyorum . Onemli olan da bu . Eger sirf sevmekten ibaret olsaydi sıkılırdım zaten . Beni ben yapan özellikte bu . Ve hala hayatima birini sokmak dusuncesi kadar korkutucu . Onun hatiralari ezilmesin diye kendimden kapali bir kutu yarattim . Ve icine goz yaslarimi doldurdum . Onlarla yasamayi ogrenebilmek icin . Acimi kucaklamak icin . Şöyle bir bakiyorum da cok sacma bir yazi oldu . Olsun . Bizi biz yapan davranislarimiz sonucta . Lutfen kotu yazdigimi dusunmeyin . Icimdeki aciyi anlatmam o kadar zor ki kelimelere dokemiyorum . Biliyorum ki en derin acilar dilsizdir . Beni anlayin .

11 Ağustos 2011 Perşembe

Hayatımın Icıne Eden Adam

Onunla tanismam biraz trajikomik bir durum oldu . Eski bir arkadasimla bulusacaktik ve o gun bir arkadasimda kalacaktim . Arkadasim babasiyla beni almadan once eski arkadasimla goruseyim bari dedim . Yaninda ilkogretimden arkadasim olan bir cocukla geldi . Birbirimizi taniyorduk ama hic sohbet etmemistik . Oturduk arkadasimla sohbet ediyoruz ama o cocukta da beni ceken bi tuhaflik var . Nedense hep boyle nerde it kopuk var beni bulur . Ilk sevgilim satanisti , ondan sonraki de fasist . Acaba bu cocukla beraber olsam bu ne peki diye dusunmekten alamiyorum kendimi . Sonunda dayanamadim ve laf atmaya karar verdim . Onunla ilk konusmamiz olacakti . '' Sen cok sessizsin aslinda ama sessizlerden korkacaksin . '' Bu cumleme guldu ve kafasini arkadasima cevirdi duydun mu diye . Iste o guluse vuruldum ben . Ben bir seytana asik oldum .


Hic birsey demeden kalktik masadan . Arkadasima geldigimde Facebook'ta bir mesaj oldugunu fark ettim . Seytan'im mesaj atmisti. Dertlesmek icin numarani alabilir miyim diye . Tabiki de numarami verdim soru mu bu ? :) . Onunla konusmaktan cok mutluydum . Hergun bulusuyor ve bol bol gulup , sakalasiyorduk . Onunla mutluydum ve arkadas olarak degil de farkli bir duzeyde iliskimiz olsun istiyordum . Derken birgun bana bu kadar cok konusmamizin yanlis anlasilacagini soyledi . O kadar kirilmis , o kadar zedelenmistim ki sesimi cikarmadim . Kalktim ve gittim . Geri donmem icin aradi ve aptal ben onu kiramayarak gittim . Belki de gitmeseydim suan aci cekiyor olmazdim . Yanina oturdum ve tami tamina 27 dakika boyunca sesimi cikarmadan bekledim . Konusmam icin elinden geleni yapti ama konusmadim . Bir yandan da konusmam icin bu kadar ugrasmasi hosuma gidiyordu . Sonunda o seytan gozlerine dayanamayip tamam dedim . Tamam bundan sonra konusmayacagiz . Ve kalkip gittim .


Bu olayin aksaminda beyefendi icip bir guzel sarhos olduktan sonra bana mesaj atti . '' Geberiyorum gormuyor musun ? '' La baslayip '' sen kaybetmek istedigim son insansin '' la biten bir tek tarafli konusmaydi . Icten ice sevinirken zorlu kizi oynayacagim ya defol , bana bir daha mesaj atma dedim . Bir yandan da kizlara mesaj atip ask-i ilan etti kizlaaar demekten kendimi alamadim .


Ertesi gun arkadasiyla bulustum . Ve ogrendim ki bizim cakal sarhos degilmis . Zaten 1 birayla sarhos olan erkek gozumde erkek degildir . Neden bilmiyorum ama Onda beni ceken hayvani bir taraf vardi .

22 Temmuz 2011 Cuma

'' Ben . ''

O bilindik yazılardan başlamayacağım . Adım şu cismim şu misali gibi. Herkes içini dökmek veya çığlıklarını kusmak için birşeye başvurur . Bende kağıdı tercih edenlerdenim . Sosyal ağlarda ahkam kesmiyorum . Yazıma odanın en karanlık köşesinden başlıyorum . Bunu okumak zorunda değilsiniz . Ne anlatılmaya değer bir cinsel hayatım var ne de çok sevdiğim bir sevgilim .
Annemle babamın tek gülüyüm . Her zaman şımartılıp doyumsuz yetiştirilen bir kızım . Hiçbirşeyden memnun olmayan , para vermediklerinde onlara söven biriyim . Ana ! Şuna bak lan piç gül gibi anne - babaya neler söylüyor diyebilirsiniz . Ama şunu da unutmayın ben böyle yetiştirildim . Babam bir dediğimi iki etmemiş insandır . Bunun nedenini 16 yaşımda anladım . Kendi babasında görmediği sevgiyi , bana gösteremezdi elbette . O da bu açığı hediyelerle kapatmaya çalıştı . Sonuç ne mi ? Doyumsuz bir sürtük oldum . Annem öğretmen babam ise bankacı . Çocukları da heryerde sürten , evde ne bulduysa ebesini siken bir pislik oldu .
Herkes kendinden biraz bahsetmeli belki . Onları anlayabilmeniz için iç dünyalarını açmalı . Bende birazcık kendimi tanıtmalıyım o zaman . 18 yaşında ,  güzellik kavramının en dibinde bir kızım . Hayatım özenilecek bir tarza değil . Yanisi bombokun en boku bir hayatım var . Babam kafasına göre evi terkedip sonra geri dönen , annem ise beni hayalleri doğrultusunda yola sokmaya çalışan bir insan . Ondan nefret ederim nedense . Tam olarak nefret etmemin senesi 2003 yılı İlkbahar ortası . Hayvan sevgisi fazla olan bir insanım ve bir öküzü severek bunu çok iyi kanıtladığımı düşünüyorum . O gün küçücük boncuk boncuk gözleri olan bir kediyi severken anneme yakalandım . Sanki eve erkek attım da onla basıldım gibi ne trajikomik değil mi ? Beni tuttuğu gibi eve götürdü , donuma kadar soydu ve oklavayla evet evet oklavayla dövmeye başladı . O zamanlar 19 kilo olmam size ne kadar çöp vücut olduğumu iyi açıklar sanırım . Herneyse dövmeye dur durak ara vermediğinden acıdan düz duvara tırmandım . Bunu kendisi de söyler size . 8 yaşında 19 kilo üflesen uçacaktım . O oklavayı bacağıma , sırtıma , koluma ve kafama yediğim her an nefret ettim ondan . Yalvarışlarım , ağlamalarım ... Anneme lan nefretim böylelikle başlamış oldu .
Babama olan nefretim ise 2010 senesinin Ocak ayında .. Babamın bizden ve özellikle kendinden bıkabileceğini hiç düşünmemiştim . Bir Ocak sabahı '' annem ameliyat olacak '' diyerek evde bitmiş piline varana kadar neyi varsa topladı ve sabah beni lokantaya götürüp yemek yedirdi . İçimde bir ses '' Sonsuza dek gitti '' dedi . Susturdum hemen onu . Aradan 1-2 ay geçti . Korkuyordum onu aramaya .. Gelmeyeceğim kızım demesinden .. Sonunda bir gün cesaretlenip aradım . ''Aradığınız numara kullanılmamaktadır . '' Korktuğum şey başıma geliyordu . Bu böyle yaklaşık 2 ay devam etti . Hergün mutlaka 1 kere o numarayı tuşlardım . Birgün amcamın numarasını bulup babamı aradım . Alo dediğinde sadece tek birşey söyledim : '' Neden beni bırakıp gittin ? ''. Sustu ve ''ben birdaha dönmeyeceğim kızım'' dedi . Bu cümleden sonra hatırladığım tek şey annemin anlattıkları ve kesilmiş ellerim . Banyoyu yıkıp , telefonu parçalayıp , odamdaki aynıyı kırıp kaloriferin yanında kafamı oraya vurarak krize girmiş şekilde babam beni terk etti diyormuşum . Annem beni o halde görünce çenesi kitlendi . Üzdüm kadını .. Fazla uzattım lafı anlatmaya , içimi dökmeye öyle dalmışım ki .. İşte bu olaydan sonra babamı silip attım . Bir köpek kadar babasına sadık ben ; onu silip attım .